İstanbul Büyük Şehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yolsuzluk iddiası ile gözaltına alınıp ardından tutuklanması ile ilgili CHP Genel Merkezi tarafından düzenlenen eylemlere katılan CHP Düzce Milletvekili Talih Özcan, yaşanan süreç ile ilgili Öncü TV mikrofonuna değerlendirmelerde bulundu.
İmamoğlu’nun diplomasının usulsüz şekilde iptal edildiğini öner süren Özcan, tutuklanmasının da ülke ekonomisine büyük zararlar verdiğini iddia etti.
“Bu tür gelişmeler Türkiye gündemini yoruyor”
Özcan, bu tür gelişmelerin Türkiye’nin gündemini yorduğunu söyleyerek, “Hepinizin bildiği gibi, 19 Mart sabahı değişik bir gündemle uyandık. Tabii ki bu, bizim açımızdan, partimiz açısından, ülkemizin geleceği açısından pek olumlu güzel bir gün değildi. Bir diploma usulsüzlüğü ile bu gündeme geldi, ancak düşüne biliyor musunuz bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı üniversiteye gidiyor, okulunu bitiriyor ve eline bir diploma veriliyor. Bu sahte olsa bile bir eğitim ve öğretim var burada, bir emek var. Velev ki bu diploma sahte diyelim veya biz bunu böyle kabul edelim, ama nasıl olur da bir öğretim üyesi bu diplomaya imza koymuş, sınavlara bu öğrenciyi almış, bu İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı olmuş ve bugün 16 milyon insanı idare ediyor ve devamında ‘Cumhurbaşkanı adayıyım’ diye halkın karşısına çıkıyor. Yani buna baktığınız zaman bir üniversitenin verdiği diploma sahte olmamasına rağmen, usulüne uygun olmayan bir şekilde iptal ediliyor. Bu durum Türkiye’nin gündemini yoruyor. Arkasından sabahın erken vakitlerinde bir tutuklama geliyor. Yani Ekrem İmamoğlu bir yere kaçacak değil, varsa bir usulsüzlük, bir adaletsizlik, mahkemeler vardır. Bizim mahkemelere güvenimiz sonsuzdur. Çıkarsınız mahkemelerde ifadesini alırsınız, sorgularsınız. Türkiye’nin bir günde 41 milyar dolar parası gitti. Bu nedenle Türkiye çok sancılı bir dönemden geçiyor. Herkes bir şey yaparken ülkenin geleceği, ekonomisi ve sosyolojisine bakması lazım. Biz hakkın, hukukun ve adaletin doğru tecelli etmesini istiyoruz” diye konuştu.
“Yapılan siyasi bir davranış ekonomik anlamda halka yansıyor”
Türkiye’nin hassas bir süreçten geçtiğini kaydeden Özcan, “Bazen ipotik düşünmeyi ben doğru bulmuyorum. Ama her şey siyasete bulaşmış, bu görüntü, bunu gösteriyor. O yüzden Türkiye hassas noktalardan geçiyor. Buna dikkat etmemiz lazım, yapacağımız en siyasi bir davranış, bize ekonomik anlamda dolaylı yollardan halka yansıyor. Halkın verdiği oylar var; ne olacak şimdi? Yani aldığımız kararlar, halkın oylarını bir yere koyduğunuz zaman yargılayıcı olan halktır. Halk seçim sandığı önlerine koyulduğu zaman der ki; ‘Biz sizi beğenmedik, yolunuz yanlış.’ Bu konuda halkında iradesine saygısızlık yapılıyor. Ben bu durumu doğru bulmuyorum ve bir gasp olarak görüyorum bunu. Onun için bizim mahkeme sonuçlarını da beklememiz lazım, acele etmememiz lazım, halkı da germememiz lazım. Türkiye’nin her zaman güzel iklime ihtiyacı vardır. Biz ekonomimiz düzelecek diye beklenti içerisindeydik, bir anda ekonomimiz tersine döndü. Bunun yansımaları bu yani” şeklinde konuştu.
“Çözüm parlamento”
Bölücü Terör Örgütü ele başı Abdullah Öcalan ile DEM Parti’nin İmralı görüşmelerine de değinen Özcan, sorununun asıl çözüm adresinin Türkiye Büyük Millet Meclisi olduğunu savundu. Terörist başının mecliste olmasına asla izin vermeyeceğinin altını çizen Özcan, “Bu ülkede bir problem var. Ben Doğu ve Güneydoğu problemi var diye bakmıyorum, ama Kürt sorunu var mı? Evet var… Yani PKK’nın ele başısı bu ülkeye yıllardan beri çok büyük zararlar vermiştir. Kim yaparsa yapsın, buna bir çözüm yolu bulunması gerekir. Bunu da çözecek yer parlamentodur. Ben bu konu ile ilgili her kesin olduğu parlamentoda karar verilmesini doğru buluyorum. Bu sorununun çözülmesi lazım bir şekilde. Yani bir çocuk katili bir kişinin, bir teröristin ben parlamentoda olmasını asla izin de vermem, böyle bir şeyi kabul de etmem. Ama bu sorunun çözümü parlamentodur. Şehit ailelerinin de, halkın da, sokağında görüşünü alarak bu konuya eğililmesi gerekir. Ben çözüm için bir adım olarak düşünüyorum bunu.” açıklamalarında bulundu.
HABER: Savaş ARI