Saadet Partisi Aylık Divan Toplantısı bugün parti binasında gerçekleştirildi. İl ve Merkez ilçe teşkilatları ve partililerin katıldığı toplantıda konuşan Saadet Partisi İl Başkanı Birkan Mertol, Türkiye’de yürütülen ekonomik sistemin sömürüye dayalı bir sistem olduğunu öne sürdü.
“Bu hükümet 18 yıldır kaynaklarımızı rantiyeye aktarıyor”
Mertol konuşmasında, “Bugün ülkemiz çok ciddi problemler ile karşı karşıya bulunmaktadır. Bugün yaşadığımız bu ortamda ekonomik sorunlar başta olmak üzere; Eğitimden sağlığa, dış politikadan güvenlik meselelerine kadar birçok alanda tıkanmış durumdadır. Ülkemizde 18 yıldır yürütülen ekonomik sistem, tam bir müstemleke tipi sistemdir. Sömürüye dayalı bir ekonomik sistemdir. Bu model çerçevesinde yollar, köprüler, havalimanları yapabilirsiniz ama bir tek fabrika yapamazsınız. Üretime dayalı tek bir proje yapmanıza bile müsaade etmezler. Ancak, Millet Bahçesi adıyla parklar yapabilirsiniz! Bu hükümet 18 yıldır kaynaklarımızı rantiyeye aktarıyor” diye konuştu.
“Hükümet kendisinden olmayan herkesi dışlıyor”
“Hükümet kendinden olmayan herkesi dışlıyor” diyerek iktidara yönelik eleştirilerini sürdüren Mertol, şu ifadelere yer verdi:
“Geçiş garantili otoyollar, köprüler, yolcu garantili havalimanları, hasta garantili şehir hastaneleri ve benzerleri! Bütün bunlar yaşanırken yönetim, bir takım filmlerle-dizilerle, medya gücü ile milletimizi oyalıyor ve kendisine bağımlı kılmaya gayret ediyor. Ülkemizde ne adalet, ne liyakat ve ne de istişare kalmadı. Adaletin ayaklar altına alındığı bir dönemi yaşıyoruz. Adalet Bakanı’nın ifadesiyle ülkemizde adalete güven yüzde 30’lara düşmüştür. Özgürlükler kısıtlanmıştır. Birileri hükümeti tenkit etse veya karşı bir teklifte bulunsa, ya FETÖ’cü ya da PKK’lı olmakla suçlanıyor. Hükümet kendinden olmayan herkesi dışlıyor. Bu kabul edilemez bir haldir. Liyakat ise hak getire… 18 yıldır ülkemizi yönetenler bir gün ABD, bir gün Rusya, bir gün PKK, bir gün FETÖ tarafından kandırıldıklarını söyleyebiliyorlar. Bu liyakatsizliklerinin itirafıdır. Bu zihniyetle ülkemizin düze çıkması, milletimizin mutlu olması mümkün değildir. Biz böyle inanıyor ve haykırıyoruz ki; bu böyle gitmez, gitmeyecektir. Bu ülkenin kaynaklarını inşallah biz harekete geçirecek, işsize iş, evsize ev sağlayacağız. İnsanımızı hak ettiği müreffeh hayata kavuşturacağız. 54. Hükümet döneminde yaptıklarımızı, aziz milletimiz bugünkü gibi hatırlamaktadır. Yine geleceğiz ve yine yapacağız. Bunun gerçekleşeceğine bütün kalbimle inanıyorum çünkü milletimizin gözünün-kulağının üzerimizde olduğunu görüyorum. Vakti geldiğinde emaneti bize teslim edecektir. Bu sebeple bizlerde daha çok çalışarak, milletimizle buluşup kucaklaşmalıyız. Bu kongremizin bu çalışmaların başlangıç Besmelesi olmasını diliyorum. Allah yar ve yardımcımız olsun.”