Ayıya sormuşlar. Bu sene armut nasıl olacak. Ayı demiş ki bol olacak sulu olacak ballı olacak. Nerden biliyorsun demişler. Canım öyle istiyor demiş.
Siyaset yüz metre koşusu değil maraton koşusudur.
Kulağımıza gelen bilgilere göre Akçakoca Cumayeri ve Yığılca’da seçimleri ak partinin kaybedeceği tespitini içeren bir rapor sunulmuş etkili birimlere.
Kim nasıl hazırlatmış bilinmez ama bildiğimiz kadarıyla rapordan alıntılar.
Hatırlarsanız Antalya Büyükşehir belediye başkanı vardı Menderes Türel. Antalya’nın çehresini değiştirmişti. Ama o kadar Hizmete rağmen halka dokunamamıştı. Seçimi kaybetmiş dersini ezber yapıp bir sonraki seçimde biracı başkandan belediyeyi kerhen almıştı.
İşte bu ilçelerin sorunu üç aşağı beş yukarı aynı.
Başkanlar iktidarın nimetlerini israflı masraflı şekilde har vurup harman savuruyor.
Akçakoca belediyesi 26 milyonluk park ile Tarihinde en müsrif işini yapma becerisini gösterdi.
Merkez camisinin etrafını yaklaşık 7 milyon gibi bir rakamla aylardır bitiremedi. Başkanın hizmete dokunan ama halka dokunmayan duruşu kavim sever bir yapılanmaya gitmesi gibi kavramlar ilçede partiye oy değil can verecekleri canından bezdirdi.
Hele hele Mehmet servet bilge sokağın girişine kondurduğu bina ile ilçe halkının tepkisini perçinledi.
İlçe Başkanı zaten akçalı gökçeli işlerin peşinde ego tavan yapmış uçup gidiyor.
Yığılca Belediye başkanı Muzaffer Yiğit tribünlere oynarken sahadaki maçı kaybedenler. Kış ayında ilçeyi susuz bıraktığı gibi altyapı yaptım diye övünürken şehrin gölet haline gelmesinde biçare kaldı.
İlçe başkanı iddialara göre bir yatırımcı tarafından maaşa bağlanmış ne derelerse onu noter gibi tasdik ediyor.
Her iki başkanın ortak özelliği mütevazilikten uzak egolarının tavanda ene duygusunun başlarının üstünde olması.
Cumayeri Belediye başkanının bundan çok farklı kalır bir yanı yok. Varlığı ile yokluğu belli bile değil. Vatandaşa dokunamayan vatandaşın temsilcileri.
Düzce’de Dursun Ay yıkılan dökülen gönülleri kazanmak için can hıraç mücadeleye girmiş.
Yerel seçimlerde bir ittifak söz konusu.
Bu milletin güçlü den yana zafiyeti var. İttifak Düzce’de ilçelerinde alttan alttan çalışırken ak partili ahalinin birbirine alavereleri ekmeklerine yağ sürüyor.
Fındık para etmemiş. Fındıkçı burnundan soluyor.
Piyasalarda para krizi had safhada ticaret ehli halinden memnun değil.
Ama idare ve irade sahipleri Yörük malı ile kurban kesip ahalinin bezi ile ahalinin tozunu temizleyip ahaliye caka satma peşine düşmüşler.
Siyasette rekabet güzel âmâ çayın taşı ile çayın kuşunu vurmak isteyen ak partililerin birbirleri ile ilgili söylem ve eylemleri prina balıkları gibi birbirini yeme peşindeler.
Kasap et koyun can derdine düşmesin.
Düzcede bir daha söylüyorum tekrar ediyorum sessiz bir tepki var.
İnsanlar ohalden bu halden seslerini tepkilerini dile getirmiyorlar.
Yüz yüze konuşmalarda ak partili olmayan reisi sevmeyen yok.
Arka planda ne ak partili olan var ne reisi seven.
Belki istisna olarak algılanır bu yazdıklarım ama değil.
Yüzde 99 ile yüzde bir aynıdır. 99 bazen 1 e teslim olur.
Herkes şapkasını önüne alıp düşünmeye başlasın.
Hizmete güvenmek reklama inanmak işi hikaye.
Halkın gönlüne dokunmak lazım.
Partiye gelip dert anlatan bürokrasiye gidip çare arayanları değil edebinden utancından dolayı makamlara gelemeyenlere gidilmeli.
Dün dündür bugün bugündür değil neydik ne olduk ne olacağız demek lazım.
Zararın neresinden dönersen kardır misali her ak partili sirkelenip hatasıyla sevabıyla kendine gelmeli halka inmeli.
Bugün bunları nazara dikkate almayanlar 2019 yılının mart ayındaki seçim sabahı aynayı konyayı anlarlar.
Söz vardır iş bitirir söz vardır baş götürür derler. İş bitiren sözü söyleyip İnsanı Yaşat ki devlet yaşasın nasihatini dinleyip Düzce’de yeni dönemde egoların tavan yaptığı, halka hizmetin hakka hizmet anlayışının vaciben hayata geçmesi gerektiğini söylediler.
Anlayana sivri sinek saz anlamayana davul zurna az.
Selam ve dua ile.