Garip bir şekilde dünya DEAŞ ile ABD bağlantısını konuşuyor.
Her şey gün gibi ortadayken bile bazıları bu ilişkiyi anlamak istemedi. "DEAŞ'I CIA KURDU!" dediğimizde bize ters bakan çok kişi oldu! Zeka konusunda sınırlı imkanlara sahip olanlarla konuşmak zordur! Daha da zor olanı ise onları iknaya çalışmaktır... Şimdi herkes gördü! Bölgenin dizaynı için kurulan örgütler, verilen görevleri eksiksiz yapmaktadır.
Bir bakıyorsunuz Afganistan'da, bir bakıyorsunuz İdlib'deler...
Fotoğraf bu kadar net! Tabii anlayana, görene!
Devam...
DEAŞ-ABD-PKK'nın ittifakı ilk kez bu kadar gerçekçi olarak kanıtlandı. Kimse konuşmuyor ama Rakka'daki tahliyenin anlamı yeni bir savaş ilanıydı. Şüphesiz DEAŞ'ı kuran güç Amerika. DEAŞ, Ortadoğu politikaları için ivedilikle gereken bir örgüttü. Washington da gelecek planları doğrultusunda eski Amerikan askerlerinden bir ekiple DEAŞ'ı kurdu. Kısa sürede alt yapısı da sağlandı.
Yurt dışında özellikle Avrupa'da kenar mahallelerde kalan Müslüman gençler, CIA tarafından kandırıldı ve örgüte katılmaya ikna edildi.
DEAŞ da Amerika için öncelikli olarak petrol rafinerilerini işgal etti. Ardından planın ikinci bölümüne geçildi. YPG'ye alan açmak için önce DEAŞ bölgeleri işgal etti, sonra geri çekildi. Ancak bu yapılırken YPG'nin bir savaş kazanmış gibi gösterilmesi gerekiyordu ve öyle de oldu. Barzani de bunun kurbanı oldu!
Bu nedenle YPG parlıyor, ÖCALAN öne çıkıyordu! Yakında bunu daha net göreceğiz...
Amerikan silahları, Amerikalı komutanlar ve Amerikalı askerlerle saldırı hayatına başlayan DEAŞ, emirleri hep Washington'daki o ünlü Pentagon binasından aldı. Her şey başarılı bir şekilde ilerlerken Pentagon'un Londra ile bağları zedelenmeye başladı. Ocak ayının ilk günlerinden itibaren Suriye ve Irak'taki ortaklık bitti. Çünkü ABD, bölgede tek güç olarak hareket etmek zorunda kaldı.
Bölgedeki birçok İngiliz askeri, geri döndü.
BBC'nin yayınladığı görüntüler ise savaşın başladığının en önemli göstergelerinden biriydi! Aklı başında herkes bilir ki MI6'in izni olmadan böyle hassas görüntüler BBC'de yer alamazdı!
Birleşik Ortak Görev Gücü-Doğal Kararlılık Harekâtı'nın (CJTF-OIR) İngiliz Komutanı General Rupert Jones... Özel bir askerdir! Kraliçe'nin huzuruna istediği zaman çıkabilen Jones, SURİYE-IRA K'ın özellikle Rakka'nın her köşesinden istihbarat alan biri. Bunu da son operasyonda gösterdi! BBC'ye de ABD'nin yapacağı tahliyelerin gününü, saatini ve güzergahını veren kişi Rupert Jones'tu. OPERASYON KRALİÇE İMZASINI TAŞIYORDU. Yani İngilizler ABD'nin iç yüzünü gösteriyordu!
Trump, "DEAŞ'ı Obama ve Hillary Clinton kurdu" dedi. Doğru! Ama şimdi ise kullanan Trump. BBC'nin yayınladığı görüntülerden sonra artık ABD'nin DEAŞ'la ortak olduğu dünyaya ilan edildi.
Pentagon çok kızgın ve öfkeli. Aslında tahliye operasyonunun ne kadar amatörce yapıldığını da gösteriyor. Bu da Pentagon içinde Amerikan üniforması giyen bazı komutanların da aslında Londra'ya yakın olduğunun belgesi. İki millet, iki devlet, tek hedef doktrini artık bitti. Kraliçe II.
Elizabeth, harekete geçti. Geçmek zorunda bırakıldı. Çünkü Pentagon, bölgede kimseyi ortak olarak görmüyor. Sadece YPG'yi kullanıyor. Onlar da Amerikan'ın emirlerine itaat ettikleri sürece sorun yok. Aksi bir durumda onlara da bedel ödeteceklerini gösteriyorlar.
General Rupert Jones, hala Rakka'da.
İngiliz ordusu, Rakka'da kendi yolunu çizecek. Başka seçenek yok zaten! General Rupert Jones, YPG içinde bir grubun İngiltere'ye yakın olduğunu biliyor. İngiltere merkezli YPG'ye katılan bu grup, aslında en etkili birimlerden biri. Ancak onların da İngiliz saflarında Amerikan askerlerine veya aynı üniformayı taşıdıkları Washington merkezli YPG'lilere saldırmaları zor görünüyor. Fakat DEAŞ'ta da etkin bir grup İngilizler'e yakındır! Yani MI6'nın emrindedir. Onların YPG'ye saldırmaları akla daha yatkın ihtimal. Bu durumda ilk kez bölgede YPG-DEAŞ savaşını görebiliriz. Var olduğu söylenen ama hiç görülmeyen savaş belki şimdi başlayabilir!
Bakacağız...
Pentagon, Rakka'yı YPG'ye bıraktığını düşünüyor. Ancak önümüzdeki günlerde Rakka yeni savaşın merkezi olacak. Özgür Suriye Ordusu, YPG ve rejim de bölgeyi almak için silahlarını gösterecek.
SDG de bölgede öne çıkmak istiyor. SDG ile YPG'yi aynı gören bir grup var.
Bu kesinlikle doğru değil. YPG ile SDG, birbirlerine karşıdır.
ABD, YPG'de çok güçlüdür. SDG'de de güçlü gibi görünür ancak gerçek bu değil. Fransa çok öndedir bu yapının içinde!
Bölgenin en önemli petrol yataklarına sahip olan yer Rakka...
Mobil rafineriler konusunda da Suriye'nin en önemli bölgesi yine Rakka. Bu nedenle bu coğrafya yoğun petrol trafiğinin yaşandığı yerdir. Rakka'nın 140 kilometre güneydoğusundaki Deyr ez Zor da enerjinin en önemli geçiş noktalarındandır.
ABD, enerjiyi YPG üzerinden kontrol etmek istiyor. O nedenle enerjinin geçeceği her güzergah, YPG'ye altın tabakta sunuluyor. Zaten YPG, ABD adına bölgeyi ve petrolü kuşatan bir örgüt!
Rakka, DEAŞ'a geçince binalar yerle bir edildi. Sonra YPG'ye bırakıldı. Savaşın hiç olmadığı tek bölge Rakka. Çünkü petrol güzergahının zarar görmemesi gerekiyordu. Öyle de oldu. Şimdi YPG'nin tek güç olması için, Rakka'nın yerel halkı göçe zorlanıyor. BBC'nin yayınladığı görüntülerde bunu gördük... Petrole zarar gelmesin diye insanlar feda edilmekte!
Amerikan askerleri, tek tek evleri dolaşıyor ve ailelerin gitmesi için 24 saat süre veriyor.
Direnen isimler ise cezalandırılıyor. ABD, bölgenin demografik yapısını değiştiriyor.
Araplar ve Türkmenler'i bölgeden atıp, YPG'yi çağırıyor.
Bu plan, bugün için yapılmadı. 10 yıl sonra bu bölgeler YPG üzerinden Amerika'nın malı olacak. ABD, Rusya'ya Beşar Esad'ın bölgede yaşamasına izin vereceğini söyledi. Hatta kendi bölgesinde küçük bir devletin lideri olarak kalmasını da kabul etti. Rusya da bu teklife olumlu cevap verdi. Suriye, mutlaka ve mutlaka 3'e bölünecek. Nusayriler'in olduğu Esad yönetimindeki devlet, içerde kapana kısılmış Sünni Araplar'ın bir devleti ve Akdeniz'e mutlaka ulaşacak bir Kürt devleti. Bu bölünmenin tarihi ise 2018 sonu gibi tasarlandı. Rusya ve ABD, Suriye'nin bölünmesine karşı olduklarını açıklasa da YPG'ye verilen silahlar bunun aksini söylüyor.
Rusya, Esad rejiminin olduğu bölgede var olduğu sürece gücünü sürdüreceğini biliyor. ABD de uzun yıllar ayrı kaldığı Suriye'de YPG ile olacak.
Rusya, ABD ile Suriye konusunda yaptığı işbirliğinin ödülünü ise Irak'ta alacak. Bu büyük plana karşı olan güç ise sadece Türkiye... ABD'nin düşmanı olarak görünen İran bile Suriye'deki plana olumlu yaklaşıyor. Çünkü İran, Irak'taki payını yükseltti. Bu da ABD'nin İran'a verdiği bir ödüldü. Türkiye'nin ise bölgede elinin boş kalması gerekiyor! Planları bu yönde!
Hazırlıkları da! Eğer bunu başarırlarsa hedeflerine ulaşmış sayılacaklar. Bu nedenle ASKERİMİZ orada! Bu nedenle operasyonlarımız sürmekte!
Biz oyunu bozduğumuz için üzerimize gelmekteler! Oyun kurmaktalar! Fotoğraf net! Hala anlamayanlar için söylenecek çok sözümüz yok. İnanın bütün bunları AMERİKALILAR konuşuyor, söylüyor, yazıyor. Bunu bile takip etmiyoruz. Ya tembellikten ya da başka hesaplardan!
Bilemem!
NOT: 4 Ekim 2017'de daha önce olmayan bir şey gerçekleşti. Bir Suudi kralı Rusya'ya gitti. Kral Selman, ziyarette çok açık konuştu. Petrol fiyatlarının kendileri için bir sorun olmadığını ancak Rusya için problemler doğurduğunun farkında olduğunu anlattı. O gün 52 dolar seviyesinde olan Brent petrolün varili, sonra 68 doları gördü. Yani Rusya için bu çok önemliydi. Selman, Putin'e ARAMCO'dan söz etti. "ARAMCO yani petrol tek elden yönetilirse 2018'de 100 doları görür" dedi... Putin, ARAMCO ile birlikte adım atarsa kazançlı çıkacağını gördü! Petrol ABD-RUSYA-SUUDİ İTTİFAKINI KURDU! Zaten ardından RUSLAR'ın enerji devlerinin CEO'ları Riyad'ı mesken tuttu! Parayı takip edin!
Rakka savaşı!.
Ergun Diler