Asker nöbet mahallinde tedbirsizlikten dolayı necaset yapma mecburiyetinde kalır.
Sağa bakar sola bakar tüfeğini bir kenara koyup nöbet mahallinde münasip bir yere necasetini yapmaya başlar.
Tam o sırada devriye görevini yapan komutan manzaraya şahit olur.
Askere kükreyip yapılan hali kabul edilemez hiddeti ile askerîn tüfeğini alıp kendisine” Ya o yaptığını yersin yada senin askerliğini yakarım” der.
Asker korkudan emri uygularken komutanda gülüp gevşemeye başlar.
Bunu fırsat bilen asker komutanın elinden silahı alıp gerisine sen devam edeceksin yoksa bu işin sonu hayır değil der.
Komutan askerin hissiyatını kavrar ve gerisine devam edip “ Bunu kimseye söyleme aramızda kalsın” deyip ordan ayrılır.
Asker terhis komutan emekli olur. Aradan yıllar geçer. Komutan yaşlanır işi bir devlet dairesine düşer.
Muhatap olduğu kişi o askerdir. Tanıyamaz tabi yaşlı halinde. Derdini anlatırken asker “ Komutanım ben siizn askerinizdim tanıdınız mı” der.
Komutan hatırlayamaz. Hangi tertip hangi kıta derken asker kendini bir türlü anlatamaz.
Sonunda asker komutanının yanına yaklaşmasını işaret eder ve kulağına derki” Biz seninle bir necaset yemiştik ya. Hah işte o askerim ben” der.
Düzcede kimin eli kimin cebinde belli değil. At izi it izine karışmış bir kör döğüştür gidiyor.
BU SERMAYE BU HADLE TÜKETİLMESİN.
Hayatını Millet sevdasına adamış Recep Tayyip Erdoğan ve onu bugünlere taşıyanların siyasi mirası Reis sevicileri tarafından savurganca, hoyratça , hovardaca hayırsız evlat edasıyla harcanıp gidiyor.
Vicdanı ile cüzdanı arasında tercih yapan cüzdanlılar Reislerini o kadar seviyor ki bu sevgi , be etki,bu yetki adeta onların ikbal dünya kazanımlarının mihenk taşı haline gelmiş.
Gecede ik üç saat uyuyabilen Resileri çile ile sevda arasında mücadele verirken bu seviciler cüzdanlılar aşkı meşki dünyalığı tadına vara vara gününü gün ediyorlar.
HEM PARTİLİ HEM FETÖ AVUKATI...?
Şimdi sıkı durun. Ak parti il yönetim kurulu üyesi, avukat Sedat Özdemir mevcut il başkanının tercihi ile takıma dahil edilmiş bir isim.
Düzce eski Kom Şube müdürü bylock tan tutuklanan sonra adli kontrol şartı ile salıverilen sanık Serhat Cora nın avukatlığını yaptığı iddiaları beyinlerde şok etkisi yaptı.
Ya hem ak parti il yönetiminde hemde Fetö cüyü savunan bir partili.
Bunu kime nasıl izah ederler bilinmez ama bu kişi hala il yönetiminde görevde.
Kimsenin adli yargılama cihetine gitmesi sözkonusu değil. Her sanık yargılama bitene kadar masumdur karinesi vardır. Suçlu suçsuz onu yargı belirler.
Ama hem Ak parti il yönetiminde hemse Fetö Davasının avukatlığı bu ne perhiz bu ne lahana turşusu dedirtiyor adama.
Konu il Başkanı Hikmet Keskine bir dostu tarafından ikaz halinde söylemesine rağmen herhangi bir adım atılmaması akıl tutulmasının başka bir boyutu olsa gerek.
Bu avukat bu süreçten sonra fetö davalarına ne kadar müdahil oldu ne kadarına vakıf ne kadarına yönlendirmelerde bulundu bu tam bir muamma.
Ama kimse boş durmuyor. Tahliyelerle ilgili rapor ve incelemeler yapılmıyorumdur? Yapılıyordur tabiki. Biz çadır kabile ve sıradan biz devlet değilzki.
Kaderin sahibinin çizdiği kaderden başka hiçbir şey gizli kalmaz.
Siyasette rakipler vardır. Koltuklar vardır. Dostluklar vardır rekabet vardır. Herkes ikbal için birbirine çelme takabilir.
Seni bu makama getirinken başkaları gelmedi niye gelmedi de ben tercih edildim sorusunu kendisine sormayanlar o makamlardan uzaklaştırılınca beni neden uzaklaştırdınız sorusunu sorma hakkını kaybedersiniz.
TARLADA İZİ OLANIN HARMANDA YÜZÜ OLUR.
Makamlar kimsenin tapulu malı değil. Etki ve yetkili olmak ömürlük değil zamanlık. Ama ne oldum demeyeceksin ne olacam diyeceksin.
Geçen gün Ak parti Genel Başkan yardımcılarından Harun Karaca Düzce’de STK larla bir toplantı yaptı.
Dikkatimi çeken bir anekdot oldu bu oluşumda. İl Başkanı Hikmet Keskin insan ve medeniyet hareketi vakfının eski başkanı olduğunu herkes bilir. Ama bu vakıf o toplantıda temsil edilmedi. Davet mi edilmedi yoksa davete icabet mi edinilmedi bilemiyorum.
Nurcular Birgün Süleyman Demirele sormuşlar” Efendim listenizde bizden yok denecek kadar az adam var. Bunu biz içimize sindiremiyoruz” demişler.
Demirel de “ Çok teessüf ederim. Siz beni kendinizden saymıyormusunuz” diye o manalı cevaplarından birini vermiş.
Belki Hikmet Başkan belki eski başkan olması hasbiyle Demirelvari bir yaklaşım içinde olmuş olamaz mı olur tabiki.
Biz bu yola bu millete bu ümmete Reise inanan insanlar olarak sefere çıktık. Zafere değil.
Biz atın üzerindeki nefer değil ayağının altındaki nalı tutan mıh olmaya talibiz ki nefer hedefine gitsin.
Siyaset vicdan ve hizmet ülkü heyecanı ile yapılır.
İkbal ve dünya nimetleri sevdası bu heyecanda sadece araç olmalı amaç olunca ağzı olan konuşur.
Siyasetçi ticaret yapar mı yapar. Yürümek için ağırlamak için maddi güç gereklidir.
Kendisi bizzat devlet ihalelerine girer mi girer. Etikmi değilmi onu suyun akışı belirler.
Siyasetçi Devlet kurumlarında kantin ihalesine birilerini ekip arkadaşlarını sokup her resmi olan meşru olmaz, hermeşru olan resmi olmaz mantığıyla arka plandan kazanç sağlar mı sağlar.
İş takipçiliği ve çevresine farklı destekler sağlayıp kazanımları ortak akılda değerlendir imi, Değerlendir.
Bu sadece yerelde değil Dünyanın her yerinde farklı yol ve üslupla yapılagelen işlerdir.
Ama siyasetçi yola çıktıklarını yolda bulduklarına tercih ederse iş değişir.
Siyasetçi kamu personelini görevini yapma aşamasında durduramayıp arkasından o personele fetöcü damgası vurdurmaya çalışıp mücadeleyi hissi nefsi argümanla sulandırırsa, O kamu personelinden görev beklemek abesle iştigal olur.
Zaafla tamahkârlık aynı istikamete doğru gider.
Bu ülkeyi idare etmek kolay yönetmek zormuş öyle demiş eskiler.
Dünya Türkiye üzerine oyun kurarakken, Dünyada oyun kurucuların oyunlarını Bozan , millet ümmet Sevdalısı Recep Tayyip Erdoğan Reis bunları hakketmiyor.
Ülkede yaşanan ekonomik kriz fındık fiyatlarındaki belirsizlik Düzce’nin içinde bulunduğu hale bakınca gemisini yüzdüren kaptan misali kelli felli arabalarla vip kıyafetlerle nereye gidiyoruz ey ahali.
Biz üzüm yemek derdindeyiz bağcı dövmek değil.
Gidişat hiç iyi değil. Ortalık toz duman. Herkes evinin önünü sokağını temizlesin.
Deve kuşu misali kafasını kuma gömmek acizlerin işi.
Testi kırılmasın yol uzamasın engel ve engebeler olmasın derdiyle dertlenenlerin sessiz çoğunluğun sesi olmak için bu yazıyı kaleme aldık.
Doğru olsam ok gibi. Yabana atarlar beni. Eğri Olsam yay gibi elde Tutarlar beni.
2a Kasım Öğretmenler günü kutlu olsun. Allah bu millete Fatihler, Yavuzlar, Abdülhamit ler yetiştirecek öğretmenler nasip etsin.
29 Kasım gecesini 30 Kasım gününe bağlayan gece Rebiülevvel ayının onikinci gecesidir.Habibullahın doğum günü olan Mevlit Kandilinizi şimdiden tebrik ediyorum.
Allah Bu Devlete, Bu Millete, Bu ümmete zeval vermesin.