Bu bağlamda KGF (Kredi Garanti Fonu) uzun yıllardır var olmasına rağmen son iki yıldır özellikle kredi teminatı yetersiz olan kobilerin (küçük ve orta ölçekli işletmeler) bankalardan rahat kredi kullanabilmesi için işlevi ve hacmi artırılarak devreye sokulmuştur.
İlimizde bu zorlu ekonomik dönemde Kgf kredilerinden ülke genelinde kendisine düşen payı yeterince almış bulunmaktadır. Ancak enterasan şekilde ilimizde çeşitli defalar yerel basının haberlerine de konu olduğu gibi bu kredilerin eşit ve adil bir şekilde dağıtımında sorunlar yaşanmaktadır.
Siyaset kurumu haklı olarak bankalara direkt olarak müdahil olamayacağını bunun farklı sonuçları olabileceğini belirtmektedir.
Bürokrasi denilen ve sorumluluğu olmadığı için günü kurtardık mı kardır şeklinde düşünen yapı ise nasıl olsa karışan yok denilerek zaman zaman kafasına göre hareket edebilmektedir. Bu durumda sorumluluk kime düşmektedir. Pek tabii olarak o ilin sivil toplum kuruluşları eliyle il genelinde oluşturulacak olan sivil denetim mekanizmalarına düşmektedir.
Mesela yanlış bir gruba veya kişiye imkân sağlayan bir bürokrat bunun sonucunda toplum nezdinde dışlanacağını ve o piyasada artık rahat hareket edemeyeceği endişesini yaşamamaktadır. Tam da bu durumdayken ilimizde Kgf kredileri ile ilgili çok yanlış uygulamalar maalesef yaşanmıştır. Ve bu yaşananlar bugün ilimizde ekonominin daha da kötü duruma gelmesine sebep olmuştur.
ÜÇ FİRMAYA ELLİ MİLYON KREDİ...
Mesela sadece üç firmaya kgf desteği ile çok düşük teminat ve faiz oranlarıyla özellikle de devlet bankalarından kullandırılan 50 milyon TL’lik krediden sonra bu firmalardan iki tanesinin şuan Düzce’de hiçbir ticari faaliyetinin kalmamış olması milletimizin bu zor dönemden geçerken kaynaklarının ne kadar verimsiz kullanıldığına çok canlı bir örnektir.
Bu üç firmaya toplu olarak bu kadar yüksek bir kaynak kullandırmak yerine 500 bin TL’lik dilimler halinde Düzce’nin yaklaşık 100 firmasına bu kaynak düşük teminat ve faiz oranları ile verilebilirdi.
Sınırlı kaynakların verimli kullanılması adına her zaman yapılacak yatırımın alternatif maliyetinin hesaplanması ilkesiyle bu kaynaklar değerlendirilmiş olsa ilimizin irili ufaklı yaklaşık 100 firması alacakları bu paraları yüzde yüz ilimizde değerlendirecek oldukları da göz önüne alınırsa ilimiz ekonomisi bugün olduğundan çok daha canlı bir seviyede olacağı gerçeğine ulaşmak hiç de zor değil.
Gelişmiş dünya ekonomilerinin artık günümüzde sanayi 4.0 devriminin de ilerisine geçerek sanayi 5.0’ı konuşmaya başlamışlarken maalesef ilimizde yetkili ve etkili otorite boşluğundan dolayı kaynaklar verimsiz alanlarda kullanılmakta bunun sonucu olarak da ekonomik sıkıntılar baş göstermektedir.
Bu ve bunun gibi sayısız sorunlarla ilgili sivil bir insiyatif olarak Düzce Ticaret ve Sanayi Odası başta olmak üzere meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri öncülüğünde ciddi bir toplumsal yapılanmaya olan ihtiyacımız had safhadadır.
Ülke olarak sıkıntılı süreçlerden geçtiğimiz bugünlerde 15 temmuz ruhu ile el ele gönül gönüle vererek bu sıkıntılarından üstesinden geleceğimiz kesindir. Ancak milletimizin kaynaklarının da verimli kullanılması gerektiği bunun içinde toplumsal denetim mekanizmalarını işletmemiz gerektiği aşikardır.
