Kategoriler

PROGRAMA DAMGA VURAN TARTIŞMA!

Salgın döneminde esnafa sahip çıkmamakla itham ettiği Düzce’deki oda başkanlarına ‘gaflet uykusundalar’ çıkışında bulunan MHP İl Başkanı İlhami Caboğlu ile bu söze düzenlediği basın toplantısıyla sert yanıt veren DESOB Başkanı Mustafa Kayıkçı, Öncü TV’nin “Kitabın Ortasından” programında kılıçlarını çekti. Stüdyo konuğu MHP’li Caboğlu, 2019 yerel seçimleri sürecinde sosyal medya hesabından Belediye Başkanı Faruk Özlü’ye destek paylaşımları yapan Birlik Başkanı Kayıkçı’yı “Bir oda başkanı tarafsız olur. Bizim işimiz siyaset yapmak. Böyle bir şeyiniz varsa istifa edin DESOB’dan gidin, AK Parti’de siyaset yapın.” diyerek yüksek sesle eleştirdi. Programa telefonla bağlanan Kayıkçı ise “Faruk Özlü sizin düşmanınız mı? Sizin de eğer gözünüz varsa, DESOB’a buyurun ama sizin esnaf kaydınız bile yok.” yanıtını verdi.

Her cuma akşamı Öncü TV ve 100.2 Öncü Radyo’da ortak yayınlanan “Kitabın Ortasından” programına bu hafta stüdyo konuğu MHP İl Başkanı İlhami Caboğlu ile telefon bağlantısı ile yayına katılan DESOB Başkanı Mustafa Kayıkçı’nın atışması damga vurdu.

Bilindiği gibi MHP İl Başkanı İlhami Caboğlu’nun Öncü Haber mikrofonuna yaptığı “Düzce’deki oda başkanları gaflet uykusu içerisinde” açıklamasının ardından, 27 esnaf odası başkanı ile birlikte basın açıklaması yapan Düzce Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB) Başkanı Mustafa Kayıkçı, “Ülkücülük edeptir, hayadır” diyerek çok ağır ithamlarda bulunmuştu.

Caboğlu ve Kayıkçı arasında yaşanan bu karşılıklı tartışma, Öncü TV ekranlarında yayınlanan, Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu, “Kitabın Ortasından” programına taşındı. Programa konuk olan MHP Düzce İl Başkanı İlhami Caboğlu ile canlı telefon bağlantısı ile yayına bağlanan DESOB Başkanı Mustafa Kayıkçı arasında, karşılık sert tartışmalar yaşandı.

“Samimiyetle söylüyorum, burada art niyetle söylenmiş bir söz yok”

Programın başında “Esnaf odası başkanları gaflet uykusu içerisinde” açıklamasını değerlendiren MHP İl Başkanı İlhami Caboğlu, “Biz bu sözü söylememiş olsaydık, bu şekilde söylemedik bu sözü. O gün siz değerli basının verdiğimiz röportajda genel olarak yapılmış bir yorumdu bu. Sayın bakanımızla konuştum, “belediye başkanlarını bir toparlayalım, biliyorsunuz il başkanlığı görevine geldiğim günden bu güne kadar, her zaman diyaloğa ve toparlamaya önem verdim. Belediye başkanları, il başkanları, milletvekilleri ve oda başkanları arasında bir diyalog eksikliği, istişare bozukluğu var.” dedim. Bu manada da, oda başkanlarına çok iş düştüğünü, Düzce’deki esnafın, vatandaşın bu mekanizmayı harekete geçirmek için oda başkanlarına çok iş düştüğünü söyledim; ama ben 3,5 yıl boyunca il başkanıyım, bu konuyla alakalı, şimdi burada haksızlık yapmış olmayayım. Oda başkanları içerisinde, bizimle bu konularda istişare yapılmıyor demem doğru olmaz. Tabii zaman zaman bizim, çok oda başkanlarıyla özelde olsun; başka bir ortamlarda istişare etmişimdir, konuşmuşumdur, ama ben burada bir oda başkanını ayırdığımda bu Sayın DESOB Başkanımızın yapmış olduğu bu toplantı olmazdı, oda başkanlarını bir şekilde bir araya getirmiş olduk. Bunu samimiyetle söylüyorum, burada art niyetle söylenmiş bir söz yok. Şu oda başkanı, bu oda başkanı şöyle yaptı, böyle yaptı demedim. Bakın, ‘Çalışmıyorlar’ demedim. ‘Emeği, gayreti yok’ demedim. Dersem haksızlık olur. Bugün Lokantacılar Odası’nın gayretini görüyorum, zaman zaman Atilla başkanla görüşüyorum. Ona gelen gideni biliyorum ben. Bugün Ayakkabıcılar Odası’na baktığımızda o gayreti görüyorum.” dedi.

“Oda başkanları içerisinde çok uyum olduğu söylenemez”

Konuşmasının devamında “Yani, birilerinin söylediği gibi biz il binasında oturmuyoruz.” diyen Caboğlu, şöyle devam etti: “Biz gidip esnaf ziyaretlerinde gidip resim çektirmiyoruz. Niye resim vermediğimizi söyleyeyim, biz ittifak çerçevesinde AK Parti ile hareket ediyoruz. Bizim bir şey üretmemiz lazım, esnafın yarasına merhem olmamız lazım. Aslında biz, il başkanlığı ya da oda başkanları olarak da bir fayda sağlayabileceğimizi düşünmüyorum, ama en azından esnafın ayağına gidip çayını içip sohbet edelim, moral verelim. Diyalog içerisinde olalım. Omuz omuza bu süreci aşalım, söylem budur. Oda başkanları içerisinde çok uyum olduğu söylenemez. Çok vardıysa, niçin seçim döneminde bir rakip vardı? Sizin karşınızda, denenmiş bir DESOB başkanlığı konusunda görev yapıyorsanız, bir rakibiniz mutlaka olur, ama o gün yaşanan süreçlere baktığınızda bir Düzceli olarak, beni çok memnun eden süreçler yaşandı diyemem. Bunları da konuşmak lazım, birilerini kıralım, dökelim incitelim yok. Bunlar bizim büyüklerimiz, abilerimiz. Bu memleketten başka bir yere gitme durumumuz yok. Düğün ve cenazelerimize gidip geliyoruz. Birbirimize sarılmamız lazım, benim söylediğim budur. Kendileri bize sarılmak istemiyor ve bizleri bir değer olarak görmek istemiyorsa, sayın vekillerimizden, belediye başkanlarımız; bir yere oturmaktan ziyade; bir gün Akçakoca Belediye Başkanı’na gidelim hasbihal edelim. Bir gün Çilimli Belediye Başkanı’na gidelim, hasbihal edelim. Bu konuları konuşalım, spor sokaktan çıkıp, arka sokağa bir geçelim. Esnaf ne halde, ne düşünüyor, derdi ne, sıkıntısı ne? Gel beraber gidelim, konuşalım.”

“Tarafsız olması gereken bir oda başkanı, 2019 seçimlerinde yaptığı paylaşımı ile tarafını belli etti”

“Ülkücülük edeptir, ahlaktır, hayadır” diyerek kendisine ülkücülük dersi vermeye çalışan Kayıkçı’ya cevap veren Caboğlu, “Her zaman kötü söz sahibinindir. O sözü söyledi diye karşı taraf öyledir anlamına gelmez. Eğer o kötü söz, o şekilde net söylediğini tahmin etmiyorum, hiç dinlemedim. Burada bizim terbiyeyi alacağımız en son kişi, Mustafa Kayıkçı’dır. Kendisi biliyorsunuz bizim teşkilatta kısa bir dönem il başkanlığı yapmıştır. Cemalettin başkandan sonra milletvekili adayı olmasıyla başlayan sonrasında da milletvekilliği seçimi sonrası biliyorsunuz biz baraj altında kaldık. Aramızdaki fark, biz baraj altında kaldıktan sonra teşkilata girdik. O günlerden buralara geldik. Aramızdaki fark bu, yani Ülkücülük ne olduğunu biz çok iyi biliriz. Eğer ülkücülüğü tarif eden kişi, ben Milliyetçi Hareket Partisi içinde siyaset yaptım diyorsa ki; beni çok üzmüştür. 31 Mart seçimlerinde, seçim öncesinde, alenen açık bir şekilde “Düzce’de Faruk Özlü kazanırsa, Düzce’de iyi olur” şeklinde söylemi oldu. Bu beni çok üzmüştür. 24 Haziran seçimlerine baktığınızda, bu ağabeylerimiz takım elbisesine iddiaya giriyordu. “Teşkilatta oturarak bu iş yapılmaz” dediği kişi ben, seçimler sonrasında ayak tedavisi gördüm. Sayın vekilimizle beraber, ona baktığımda hafif bir rüzgâr eserdi, bunu ona anlatırken bile duygulanıyorum. Bu rüzgâr alıp götürecek sayın vekilimizi diye. Sayın vekilimize bunu söylediğimde, “Ya sen kendine bak, seni de rüzgâr alıp götürmesin” dedi. Biz buralardan geldik, Sadullah bey. Biz bunu hiçbir şekilde bunu konuşmadık, konuşmayız. Benimle ilgili de sözler söylendi, siz de bu konularla ilgili haber yaptınız. Bir gün gelip ben size Sadullah Bey, ne yapıyorsunuz diye size söyledim mi? Yahu Sayın Cumhurbaşkanımız eleştiriliyor. Bugün bakanlık yapmış kişiler eleştiriliyor. Yani adam ameliyat masasında, ameliyat yapmış, hayat kurtarmış doktor eleştiriliyor ya. Sizi eleştirdik diye bana Ülkücülük dersi vermeyin ya.” şeklinde konuştu.

“Kayıkçı yayına canlı telefon bağlantısı ile bağlandı”

Kendisi hakkında yaptığı açıklamalar üzerine programa canlı telefon bağlantısı ile bağlanan Kayıkçı ile MHP İl Başkanı arasında sert diyaloglar gerçekleşti. 

İşte o diyaloglar:

Mustafa Kayıkçı: Çok doğru şeyler söylüyor, çok birleştirici, diyalog konuşmalar yapıyor. Ancak bir tek sorunun sözün sahibi değil mi? Herkes duysun bunu, esnaf odaları gaflet uykusunda dediniz mi, yoksa basın kendi kafasından mı yazdı? Esnaf odaları gaflet uykusunda dediniz mi?

Caboğlu: “Öyle bir söylemim olmadı”

İlhami Caboğlu: Sayın Başkan, biz gaflet uykusundadır diye bir söylem söylemedik.

“Esnafın zaten canı burnunda”

Mustafa Kayıkçı: Tamam bu lazımdı bana. Bütün söylenen bu işi azdıran, alevlendiren söz bu sözdür. Bu söz bir hakaret olur. Esnaf zanaatkârlarımızın gerçekten canı burnunda. Mücadele üstüne mücadele ediyorlar, cumartesi-pazar devam ediyor bu insanlar; şuanda bile burada eğitim var. Sizin öyle demeyeceğinizi düşünebildiğim için, bunu size yakıştıramadığım için o sözlerin hepsini askıya aldım çöpe attım. Bu size yeterli olur mu? “Esnaf odaları gaflet uykusundadır” dediyseniz sözümün arkasındayım. Demediyseniz sözün sorumlusu onlardır.

“Hiçbir oda başkanı ile görüşmeden bu sözü söylemem”

İlhami Caboğlu: Sayın Başkan, bu odaların başındaki başkan sizsiniz. Söylemim şuydu, burada bir diyalog eksikliği var. Biz hiçbir esnafla, oda başkanıyla görüşmeden bu sözleri söylemedik. Burada benim büyüğümsünüz, tavsiyem bu gibi toplantıları çok sıkça yapın. Buna çok ihtiyacımız var Sayın Başkan.

“3 günde bir toplantı yapıyoruz”

Mustafa Kayıkçı: Bu toplantılar yapılıyor. Basına açık değil, 3 günde bir toplantı var.

“Sizin dışınızda bütün oda başkanları ile diyaloğum var”

İlhami Caboğlu: Bakın Mustafa Başkan, Düzce’nin başkanlığını yaptığın odaların hemen hepsi ile görüşüyorum. Hepsinin telefonları var. Bir başkan arayıp “Siz ne söylüyorsunuz?” demedi. Demediyse burada bir sıkıntı var Sayın Başkan. Sizin dışınızda, hepsiyle diyaloğum var. Bir tanesi beni arayıp, “Siz ne söylüyorsunuz Caboğlu?” demedi.

 “Esnaf odaları gaflet uykusunda derse, bunları hak eder”

Mustafa Kayıkçı: O zaman biz bu işi nasıl yürütüyoruz, yürütemememiz lazım bu işi? Toplantı yapmıyoruz, buralara gelmiyoruz. Birinin dediğine göre İspir’den yönetiyoruz. Bunlara gerek yok. Esnaf odaları gaflet uykusunda derse, bunları hak eder. Kendisi gaflet uykusunda!

“Siz öyle dediniz diye, ben oturuyor olmuyorum Sayın Kayıkçı!”

İlhami Caboğlu: Siz öyle dediniz diye, ben oturuyor olmuyorum Sayın Kayıkçı! Siz öyle dediniz diye ben o sözlerin muhatabı bile olmuyorum.

“O sözleri hak edersiniz”

Mustafa Kayıkçı: Bakın çok güzel, “Esnaf odaları gaflet uykusunda” derseniz; demiş olmuş olursanız o sözleri hak edersiniz. Siz başkanlarla görüşüyormuşsunuz, bu söylemlere ne gerek var? Ne lüzumu vardı?

İlhami Caboğlu: Mustafa Başkan, siz beni aradınız. Ben böyle bir şey dedim, dedim mi size?

Mustafa Kayıkçı: Peki, heh ne olmuş oldu şimdi? Sadullah Bey de dün dedi, düğün yok, bayram yok, ortada hiçbir şey yok iken MHP kongreyi değerlendirirken direkt çıktı esnaf odaları gaflet uykusundadır diye bunu kamuoyuna söyledi.

 “Kötü söz sahibinindir”

Caboğlu: Sayın başkan, ben az önce ne dediğimi açıkladım ama siz buradan alınıyorsanız bu söylemden, o benim sözümle alakalı bir durum değil. Benim için söylense ben alınmazdım. Hatta sizin söylediğiniz sözlerin hiçbirisinden alınmadım. Muhatap bile almadım. Almam, kötü söz sahibinindir.

 “Neden o açıklamanızı tekzip etmediniz”

Kayıkçı: Çünkü esnaf odaları haberi izlemediniz mi? O gazeteleri okumadınız mı? Neden tekzip etmediniz?

Caboğlu: Ben o haberleri paylaşmadım Sayın Başkan, ama siz benimle ilgili söylediğiniz o sözleri, sayfanızda 3-4 sefer üst üste paylaştınız.

Kayıkçı: Niye paylaşmayayım, “Esnaf gaflet uykusunda” diyorsun. Niye tekzip etmiyorsun?

Caboğlu: Senin odalarında paylaşsaydı o zaman. Başkanım bu konuları konuşmayalım. Düzce’ye bu muhabbetin bir kazanımı olmaz. Düzce esnafı söyleyeceğini söylüyor. Zaten söz millet ne diyorsa doğrudur, senin benim söylediğimin hiçbir kıymeti yoktur.

Kayıkçı: Doğrudur zaten, süreç öyle gidiyor. Sorun yok. Ben ona değil benim en büyük alınganlığım, “Esnaf odaları gaflet uykusunda” sözünde. Bana çektikleri mesajı da size okutmak istiyorum. Bir araya gelelim siz bunları okuyun ki, madem siz görüşüyorsunuz nasıl bir tepki verdiklerine bakın.

“Önümüzdeki günlerde mükâfatını alırsınız”

Caboğlu: Diyaloğumuz başladı.

Kayıkçı: Çok güzel, hayırlısı olsun. Ben kötü niyetlisiniz ya da o şekildesiniz demem ama şu söz esnaf odaları gaflet uykusunda denilen söz bomba etkisi oluşturan budur.

Caboğlu: Sizin sarf etmiş olduğunuz sözler, Milliyetçi Hareket Partisi camiasınadır. Bununla ilgili önümüzdeki günlerde mükâfatını alırsınız.

Kayıkçı: Hiç sorun yok. Ben Milliyetçi Hareket Partisi’ne diye değil siz bunu, bu şekilde söylüyorsanız… Gaflet uykusundadır lafınadır bu sözüm.

“Zor günde sizleri yanımızda istiyoruz”

Caboğlu: Şu anda üyesi değilsiniz Sayın Başkan… Şu anda siz tarafsızsınız.

Kayıkçı: Sorun yok, hayırlısı olsun, ben her zaman diyaloğa açığım, bu esnaf odaları burada bir yere gitmiş değiller ama bu sıkıntıda sizi de yanımızda görmek isteriz.

Caboğlu: Ben aslında, her zaman yanınızdayım.

Kayıkçı: Yok bekleriz, odalara, diyaloğa bekleriz.

Caboğlu: Biz o odalara geldik, öyle bir söylem yapmışsınız. Hiçbir zaman esnaf sorunlarını konuşmadık, sadece resim çektirdik. Onların bir şeye faydası yok.

Kayıkçı: Doğru söylüyorsun, seçim döneminden bahsetmiyorum. Zor günde sizleri yanımızda istiyoruz.

Caboğlu: Biraz kırgınlığımız vardı. Sizin seçim döneminde sarf etmiş olduğunuz o paylaşım. Bizim camiayı üzmüştür Sayın Başkan. Size yakışmazdı, hatta Milliyetçi Hareket Partisi değil hiçbir siyasi partiyle alakalı bu söylem DESOB Başkanı’na yakışmaz. Ne söylediniz? Düzce için en yarayışlı, faydalı aday Faruk Özlü dediniz.

Kayıkçı: Yalan mı söyledim, herkes söylüyor bunu!

“Faruk Özlü sizin düşmanınız mı?”

Caboğlu: Siz bu söyleme devam etmeye başlayın, Sayın Başkan.

Kayıkçı: Faruk Özlü sizin düşmanınız mı?

Caboğlu: Benim de düşmanım değil! Bak ben dün Faruk Özlü’yle 2 saat görüşmedeydim, toplantı yapıyordum, ama o bir yarıştı. Sizin başkanlığını yaptığınız odanın içerisinde CHP’li var, İyi Partili var, AK Partili var, sizin bu şekilde bir beyanat yapmış olmanızı ben şık bulmuyorum. Hatta Tuncay Başkanımız Ticaret Odası Başkanı, ne dedi? “Erdoğan Başkan’a destek veriyoruz şeklinde bir meclis toplantısı yaptık.” Ben bunu da doğru bulmuyorum Sayın Başkan. Siz orada herkesi temsil ediyorsunuz. Biz siyaset yapıyoruz. Bizim işimiz siyaset yapmak. Böyle bir şeyiniz varsa istifa edin DESOB’dan gidin, AK Parti’de siyaset yapın.

“Ben de bir esnafım başkan!“

Kayıkçı: Sizin de eğer gözünüz varsa, DESOB’a buyrun sizi de beklerim ama sizin esnaflığınız yok. Bulamadım.

Caboğlu: Ben de bir esnafım başkan!

Kayıkçı: Kaydınız bile yok, hani kaydınız nerede? Hangi odada?

Caboğlu: Bakın, benim bu konuyla ilgili bazı araştırma yoluna gitmişsiniz. Ben de sizi kendi işyerime beklerim çay içeriz.

Kayıkçı: Bakın iş yerine beklersiniz, çay içersiniz; oda kaydınız yok. Ben de bunu söylüyorum.

Caboğlu: O zaman biz de oda kaydı olmadan ticaret yapıyoruz.

Kayıkçı: Peki hayırlısı olsun, o zaman. Daha fazla tartışmanın bir anlamı yok. Siz bu söz benim değil diyorsanız, sözleri rafa kaldırırım ama bu söze sahip çıkarsan…

Caboğlu: Ben kaile bile almadım Sayın Başkan. İyi akşamlar, teşekkür ederim.

Kayıkçı: Hayırlı akşamlar diliyorum. İyi yayınlar diliyorum.

Yorumlar

Daha Fazla Haber
DÜZCE
4 Kez Görüntülendi.
KAZANAN KIZILAY VE DÜZCE OLDU…
DÜZCE
10 Kez Görüntülendi.
KAYBEDEN ONLAR, KAZANAN ÇARESİZLERİN ÇARESİ KIZILAY!
DÜZCE
5 Kez Görüntülendi.
CEZASI REKOR SEVİYEDE ARTTIRILDI
DÜZCE
12 Kez Görüntülendi.
KAR YAĞIŞI KAPIDA…
DÜZCE
9 Kez Görüntülendi.
KIZILAY DÜZCE ŞUBESİ SESSİZLİĞİNİ BOZDU…
DÜZCE
5 Kez Görüntülendi.
TONYALI, HIZEL, ÇOŞKUN AKYOL’UN CENAZESİNDE YOKTULAR
AKÇAKOCA
9 Kez Görüntülendi.
AKÇAKOCA ZİRAAT OASI ÜRETİCİLERİ BİLGİLENDİRDİ
AKÇAKOCA
15 Kez Görüntülendi.
AKÇAKOCA’NIN KÖYLERİNDE İÇME SUYU ÇALIIŞMALARI DEVAM EDİYOR
AKÇAKOCA
11 Kez Görüntülendi.
KÖY YOLU DAHA GÜVENLİ HALE GETİRİLDİ
ASAYİŞ
15 Kez Görüntülendi.
TUTUKLANARAK ÇİLİMLİ KAPALI CEZAEVİNE GÖNDERİLDİ