Son günlerde Reis ten çok reisçiler türedi Ak partinin içinde.
Geçen akşam gecenin ilerleyen saatlerinde Saim Tut paylaşımlar yaptı.
Yapılan paylaşımların tümünü reddetmek tabiki doğru değil.
Ama haklı iken haksız duruma düşmek deyimini yaşamak tutarsızlığın en bariz örneği oldu.
Saim Tut Ak partinin kurucu ekibinden.
Davaya hizmetlerini taktir eden Ak partililer onu unutmayıp Sayın Bakan Faruk Özlüye durumu arz edip tecrübe ve deneyimleri ile hizmete dahil olup içinde bulunduğu halin ehemmiyetini anlattılar.
Herkes bir umut ve heyecanla Sayın Bakanın yanında Düzceli bir siyasetçi fayda sağlar moduna girdi.
Gecenin ilerleyen saatlerinde Tut tu birşeyler tutmaya başladı.
Önce Mezarcıya bulaştı.
Sonraki gecelerde Çakal imam hatiplileri zikretmeye başladı.
Sonra Düzce nin en hassas konularından biri olan İnönü parkı meselesine yoğunlaştı.
İnönü parkı meselesinde o puslu gecenin karanlık dehlizindeki hal ile aslında doğruyu zikretti.
Zikretti zikretmesine de biraz kalabalık zikretti.
Bilmediklerimiz olabilir fark etmediklerimiz olabilir.
Bir meseleye bakarken sebep sonuç ilişkisinden bakmak lazım.
Sebep ten çıkan sonuç kimin işine yarıyor.
Kimin değirmenine su taşıyor kimin ekmeğine yağ sürüyor.
Yazılan yazılarda halk tabanında umut olan Dürüst samimi yeni seçilen Belediye Başkanı Dursun Ay işin işine dahil edilip algı ile yönlendirme yönetme cihetine gidilmiş.
Hepsinden önemlisi kendini fetö ile mücadeleye vakfeden Cumhuriyet Başsavcısı Savaş Düzgün bey olayın içine dahil edilerek İnönü parkı işi gerek adli, gerek siyasi gerekse hin ve kin dolu hesaplarla sulandırılarak kamuoyuna tartışmaya açılmış.
Saim Tutu hangi kullandığı madde tutup bu hala getirdi bilemiyoruz.
Ancak halk ile hasbihal haklının yanında olmayan haksızın karşında olmayan tüm risk ve tehlikeye rağmen fetö meselesinde Düzcede yapılması gerekenden fazlasını yapmaya and içmiş Başsavcıyı bu olaya dahil etmek abesle iştigalin en bariz örneği olmuş.
Devletin ikbal mücadelesinde kendini geleceğini vakfeden Devlet adamlarını uluorta zikretmek sulu, kinli, hinli ,filimli huşulara alet etmek yaşam sarhoşluğundan öte Devlete sadakati tartışılır hale getirir.
Sebep sonuç ilişkisi ile bakılınca;
İmam hatipliler Çakal olur.
Belediye Başkanı danışıklı dövüşle seçilmiştir.
Başsavcı hukuku ahbap çavuş ilişkisi içinde kullanıyor algı oluşur.
Bunların ne Ne Millete, Ne Ümmete, Ne Devlete faydası olmaz. Büyük davanın büyük devlet olma ruhunun asil millet olma şuurunun sulandırılması anlamına gelir ki içeride dışarıda sütü bozuk vatan hainlerinin, imam hatip Düşmanlarının, Din Düşmanlarının Dava Düşmanlarının değirmenine su taşımak olur.
Yağız at yemini kendisi artırırmış. İnsanın mazisi önünden gider.
Siyasette iktidar ve muktedir olduğun günlerde seninde bürokratik siyasi adli bazı tecrübelerin olmuştur.
Sait Tut sen yediğine içtiğine sağlığına dikkat et.
Kaş yapayım derken göz çıkarmanın bir alemi yok. Sen Ak parti kurucularından eski il başkanı Saim Tutsun.Bu hususları üst perdeden etkin yerlere iletme kudretinin olduğuna inananlar var.Eğer yoksa bunu bilenler eksik biliyorsa,Her Ne kadar Bakanlıkta yerin kalmadıysa da bu acizliktir.Eğer etkin yetkin varsa bu meseleleri gecenin bir yarısında dehlize düşen ruh haliyle sosyal paylaşım sitesinde paylaşmanın anlamı yok.
Yok etkin yetkin yok halimiz kuru gürültüden ibaret diyorsan sosyal paylaşım sitesinden yazdığın dikkate alınacak son paylaşımındır.
Allah Devlete Millete Ümmete zeval vermesin. Hayırlı Cumalar.
,
Murat Aşık 7 Yıl Önce
Sadullah bey işin gücün yokta bu kişiliği olmayan biri ile ilgili yorummu yapıyorsun ki bu kişi ile hiçbir ortak yonumuz olmamasına rağmen insana ve müslümana yakışmayacak sözlerle bana sanal alemde kabadayılık yapan çukur herif in teki...