Her hafta pazartesi, çarşamba ve cuma günleri Öncü TV ve Radyo Öncü frekansından geniş kitlere ulaşan ‘Yorumlu-yorum’ programının son bölümünde Düzce’nin nasıl yaşanamaz bir şehir haline geldiğini sıkıntıları tek tek ele alarak anlatan Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, çözüm için herkesin taşın altına elini koyması gerektiğini vurguladı.
TİCARET YAPILAMAZ HALE GETİREN ‘KİRALAR’
“325 bin liraya dükkan kirası mı olur?” diye sorgulayan Ünsal, şöyle konuştu:
“Bağdat Caddesi mi burası? Eğer bu fiyatlar böyle devam ederse... 55 metrekare bir alan, 90 bin lira aylık kira. Yani her gün 3 bin lira. Düzce'de kirayı duyunca insan gerçekten "Bu memlekete ne oldu? Nereye gidiyoruz?” demek farz-ı ayn oldu. Bir memlekette belediyenin, vilayetin, kamu kurum ve kuruluşlarının gittiği yerler o alana ticareti çekiyor. İstanbul Caddesi’ndeki bu fiyatlarla, diğer yerlerdeki bu fiyatlarla bu şehirde ticaret yapılamaz hale geliyor. Niye? Maliyetler çok yüksek. 250 liraya hamburger yiyoruz, belki kiralar düşük olsa 150 liraya yiyeceğiz. Rekabet şansı artacak.
Mesela belediye binası yıkılacak, oradan ayrılacak. Belediye öyle bir yere gitmeli ki, şehrin bu daralmışlığını açacak bir hale getirmeli. Nereye giderse gitsin ama şehirlerin kuzeye doğru açılımı bir öngörü olduğuna göre, Hal binasının olduğu yerde bu amaca çok da hizmet etmez gibi görünüyor.”
HEM VAKİT HEM NAKİT HEM DE YAŞANTIDAN KAYIP
Düzce’deki trafik sorununa da parmak basan Ünsal, şu ifadeleri kullandı:
“Örneğin, Düzce’ye otobandan giriyorsunuz veya kalıcı konutlardan şehir merkezine gireceksiniz... Sabahleyin oradaki keşmekeşliğin, ıstırabın, öngörüsüzlüğün bir izahı var mı? Ağır tonajlı araçlar otobandan çıkıyor, oradan geliyor, buradan gidiyor. Sabahları orada insanlar karşıdan karşıya geçemiyor. Şehrin birçok yeri öyle. Şehir merkezindeki olan 3 tane kavşak; Çoban, Öztürkler, Türkseven, Olimpiyat; yeni adıyla Sancaklı denilen kavşaklarda sabahları ıstırap var. Niye? Bütün şehir bir araya toplanmış. Ben anlamam, bilmem ama sabah kalktığımda evimden şehir merkezine veya gideceğim kamu kuruluşlarına, iş yerime en kolay şekilde gidebilmeliyim. Bunun vakitten kaybı var, nakitten kaybı var, sosyal yaşantımıza etkisi var.”
SAKARYA BU İŞİ GÜZEL YAPTI
Şehir merkezinde otopark sıkıntısının had safhada olduğuna da parmak basan Ünsal, şöyle devam etti: “Her şey toplanmış şehrin merkezine. Tüm kamu kurumları, valilik, diğer birimler... Ne olacak bu? Şehir yaşanmaz hale geldi. Düzce yaşanmaz hale geldi. Ekonomik olarak da pahalı bir şehir haline geldi. O caddelerde araba park edecek yer yok. Belirli kurumlar, büyük kurumlar –belediye gibi– şehrin biraz dışına çıkarsa o çıktığı yeri ihya eder. Oraya ticari teşekküller gelir, alternatifler doğar. Sakarya bu işi çok güzel yaptı. Depremden sonra şehir açıldı. Serdivan sosyal bir merkez oldu, valilik başka bir tarafta... Şehir rahatladı. Ama biz bu fırsatı kullanamadık. Bu açılımlar olmadığı sürece, beş-on sene sonra bir gazeteci ya da vatandaş ya da siyasetçi yine aynı sorunları söyleyecek.”
EL BİRLİĞİYLE DÜZCE’Yİ YAŞANILABİLİR BİR KENT HALİNE GETİRMELİYİZ
Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, son olarak şu değerlendirmelerde bulundu: “Biz buna mecbur muyuz? Bu bizim kaderimiz mi? Allah bize küllî irade vermiş, cüzî irade vermiş. Küllî irade galli belada yazılmış, bizim kaderimize yön veriyor. Cüzî iradeyle kaderine yön verebiliyorsun. O iradeyi de vermiş.
“Düzce’yi yaşanabilecek bir kent haline getirelim. Bunun sadece belediye başkanıyla da olacak bir yönü yok. Tüm sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler, STK’lar, ticaret odası, esnaf odası… Bir çalıştay düzenlensin Düzce’de. Herkes fikrini ortaya koysun. Bu rakamlarla, bu şartlarla, bu yapıyla, bu trafikle Düzce artık yaşanacak bir yer olmaktan çıkıyor. Bu hava kirliliğine de sebep, araçlar yürümüyor, durduğu yerde sürekli çalışıyor. Ama dağıldığı zaman sirkülasyon olacak. Benim aklım buraya kadar yetti. Aklı çok olanlar, fikri çok olanlar mutlaka buna bir vizyon, bir misyon yüklemeli. Yalnız bu, sadece bir belediyenin yapacağı bir şey değil. Belediye riyaset makamına insanlar fikirlerini söyleyecek. Akıllı, makul ve mantıklı, yere basan, memleketin yarınlarına yön veren fikirler, düşünceler, projeler… Yoksa rant noktasında herkes kendi istediğini istiyor zaten. Hesabına göre hareket ediyor. Lütfen hep beraber, el birliğiyle Düzce’yi yaşanılabilir bir kent haline getirmemiz lazım. Durum hiç iyi değil.”