Öncü Medya Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal, Öncü TV ekranları ve 100.2 Radyo Öncü aracılığı ile geniş kitlelere ulaşan ‘Yorumlu-Yorum’ programında, Düzce Beltaş Genel Müdürü Üzeyir Yiğit’in Düzce’nin kaderini ne kadar değiştirdiğini ve insanların bir talebi olduğunda nasıl hemen müdahale ettiğini ele aldı.
“Düzce’nin kaderini belirlesin tabii”
Ünsal, Düzce Beltaş’ın Genel Müdürü Üzeyir Yiğit’in ve Beltaş çalışanı Doğan Kaya’nın katıldığı program için şunları söyledi:
“Dün akşam (19 Aralık) bir program izledim. Kayseri’den gelen Muammer Kızılırmak abimiz var, bizden yaşça büyük, Düzce Ulaşım A.Ş çalışanı. Düzce Beltaş’ın Genel Müdürü Sayın Üzeyir Yiğit beyefendi, oranın maaşlı çalışanı ve yanında da Doğan Kaya isimli biri, o da Beltaş çalışanı, bir program yaptılar. Programa girerken Muammer Bey aslında programı özetledi. ‘Konuklarımız ağır, Düzce’nin kaderini belirleyen insanlar’ dedi. Tabii konuklar da mütevazı, güzel bir ifade. Düzce’nin kaderini belirleyen insanlar, doğru mu? Doğruluk payı var. Sayın Üzeyir Yiğit beyefendi, Düzce’ye uzman olduğu alanlarda özel uzmanlık kabiliyetlerinden dolayı, bir devlet büyüğünün yanından olan bir temastan dolayı, Sayın Faruk Özlü’nün keşfettiği bir değer. Evet, Düzce’nin kaderini belirlesin tabii. İlk geldiğinde, Gölyaka’da sel olduğunda, o suyun içinden hayvanları çıkaracak aktivist ve gönül insanı. Her ne kadar Düzce’ye geldiği günlerde 20-30 gün veya 50 gün aynı gömlekle dolaşsa da, Düzce’ye vermiş olduğu, Düzce’nin kaderine katkılarıyla beraber ne yaptı? Güzel, kılık kıyafet şekil şemal iyi de netice itibariyle Üzeyir Yiğit beyefendi insanların herhangi bir haceti olduğunda, herhangi bir talebi olduğunda, tüm fedakarlığını gece gündüz 7/24 saat mefhumu düşünmeden insanlara yapacak kadar, bir gönül insanı ve özellikle belediye ile ilgili…”
“Büyük bir deha, bu kadar büyük bir değer”
Beltaş Genel Müdürü Üzeyir Yiğit’in, Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü’nün odasına çok rahat girip çıkabildiğini belirten Ünsal, “Mesela örnek veriyorum size; Belediye Başkanı Sayın Özlü’nün makamına gittiniz, özel kalemden randevu aldınız, özel kalemde bekliyorsunuz, 5-10 dakika içerideki misafirin pozisyonu ve durumuna göre, ama Üzeyir beyefendi hiç özel kalemdeki insanla konuşmadan geldiği gibi direkt içeri girebilecek kadar da güven ve samimiyet oluşturulmuş, bir arkadaşımız. Bununla ilgili farklı farklı tebşiratlar söyleniyor, ama siz bakmayın söylenene, hakkında olumsuz konuşulanları ben çok duydum, ama somut bir şey olmuyor, dedikodudan veya iftiradan ibaret. Düzce’nin kaderini belirliyor mu? Belirliyor… Düzce’de Beltaş ve belediyenin yaptığı her icraatlar da Üzeyir beyefendinin, Sayın Yiğit’in dokunuşu var. Öyle güzel dokunuşlar ki, mesela seçim koordinasyon merkezi, seçim bürosunda dokunuşları var. Küçük Sanayi Sitesi’nin yapımında çok büyük emekleri var, dokunuşları var, paylaşımları var, mücadelesi var. Aktivist aktivitesi var. Özellikle de ben şuna hayran kaldım; Orta Doğu ve Suriye konusunda söylediklerini, ben şapkam olsa çıkarır, takardım. Bu kadar büyük bir deha, bu kadar büyük bir değer, bu kadar büyük Düzce’ye katkıda bulunan bir insanı, Düzce’ye iyi ki kazandırdınız Faruk Özlü, size çok teşekkür ediyoruz.” dedi.
“Üzeyir Yiğit beyefendi olarak anılması gerekiyor”
Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü’nün tasarruflarıyla herkesin talebini fedakarlıkla yerine getirdiğine değinen Ünsal, şunları kaydetti:
“Ne olurdu, biz ne yapardık böyle bir değerimiz olmasaydı elimizde. Ona şimdi ne görev verirseniz verin, ama bir özellik var. Artısıyla eksisiyle her şeyden bakan beyin bilgisi var, bakan beyin adıyla, sanıyla, bakan beyin tasarrufuyla. Ama her alanda, özelinde, genelinde, dokunuşunda, tutuşunda, mesajında, adımında her şeyde, bakan beyin tasarrufuyla yaptığı konusunda bir etki de var. Kimin ne haceti var, dişi - kişi fark etmez, hangi konuda ne talep varsa, yerine getiriyor. Fazlasıyla fedakarlık yapıyor. Ama burada bu insanı da değişik değerlendir yazık günah ya, günaha giriyorsunuz bu mübarek günde. Üzeyir Yiğit Bey Düzce için, Düzce’nin kaderini Muammer Kızılırmak’ın deyimiyle; Düzce için ne var, bir değer. Ben bazen öyle biliyordum doğrusuyla, ben Zübeyir diyordum. Zübeyir Gındıra diyordum, ama değilmiş. Üzeyir Yiğit beyefendi olarak anılması gerekiyor. Fevkaledenin fevkinde, Düzce’de çalışmaları var, iyi ki var. Ha sen Sadullah daha önce böyle demiyordun, ben şimdi hani diyor ya, ‘sarhoştum aydım, ben bu işten caydım’ değil de, ben gördükçe, duydukça, bildikçe.”
“Çok yoruyorsunuz Sayın Özlü”
Üzeyir Yiğit’in çok güzel yerleri hak ettiğini söyleyen Ünsal, “Üniversite rektörünün de takip ettiği işler, valilikte veya Beltaş’ta. Öyle bir şey yok, ama çok yoruyorsunuz Sayın Özlü, bu beyefendiyi fazla yormayın, çok güzel yerleri, çok güzel halleri hak ediyor. Sivas’tan sanki bir güneş doğdu Düzce’ye. Denizli’sinde, Sivas’ında, Ankara’sında büyük vizyonunu, misyonunu, iyi ki bu tecrübeyi, iyi ki bu tecrübeyi Düzce için paylaşıyor.” ifadelerini kullandı.
“Ne kadar dua etsek az”
Beltaş çalışanı Doğan Kaya hakkında da düşüncelerini paylaşan Ünsal, şu ifadelere yer verdi: “Doğan Kaya kardeşimiz, gayet güzel de bir sosyolog aynı zamanda, güzel şeylerden bahsetti. Orta Doğu ve Suriye konusunda, Düzce konusunda fevkaledenin fevkinde fikirleri olanlar, müthiş katkıları olan insanlar. Kendisine faydası olmayanın, kimseye faydası olmazmış derler. Kendilerine faydaları var mı? Bu kadar emek sarf eden insanın, bu kadar mücadele veren insanın, Düzce’ye bu kadar değer katan insanın, kendisine faydası, emeğinin karşılığı olmayacak mı? Olacak tabii, onu da çok görmeyin. Muammer Kızılırmak işi bağladı, çok güzel izah etti. ‘Düzce’nin kaderini değiştiren adamlar’ dedi. Kaderimiz Üzeyir Yiğit beyefendi ile Doğan Kaya ile ne güzel değişti, ne güzel Kaderli insanlarız biz Düzce’de. Bu mübarek günde ne kadar şükretsek, dua etsek az olur.”