Siyasetten, iş dünyasına, birbirinden farklı konukları ile Cuma akşamlarının vazgeçilmez programı olan, Öncü TV ekranları ve 100.2 Radyo Öncü Ortak Programı ile Düzce’nin gündemine ışık tutan, Öncü Medya Haber Genel Yayın Yönetmeni Sadullah Ünsal’ın hazırlayıp sunduğu “Kitabın Ortasından Programı, ilgi ile takip edilmeye devam ediyor.
Kitabın Ortasından Programına konuk olan Cumayeri Belediye Başkanı Mustafa Koloğlu, programın 2. Bölümünde, Cumayeri ilçesinde hayata geçirdiği çalışmalardan, projelere, devam eden yatırımlardan, Türkiye ekonomisine ve fındık fiyatlarına kadar bir çok konuyu masaya yatırdı.
“Fındık fiyatlarının serbest piyasada düşük olması ciddi sıkıntı”
Serbest piyasada fındık fiyatlarının 23.50 kuruştan işlem gördüğünü ve bu durumunda üreticiye büyük zarar verdiğinin altını çizen Koloğlu, “Fındık fiyatları şuanda 23.5 civarında, tabii ki iyi değil, beklentilerin altında şuanda. Özellikle bu sene yaşamış olduğumuz fındıkla alakalı başka sıkıntılar da var. Özellikle yağışlar dolayısıyla daha geç olması, fındığı toplamaya gelen işçilerin miktarında azalma olması. Fındık toplandıktan sonra, fındıkların kurutulma evresinde yağmurların yağması, fındıkta çok ciddi bir zayiat var, yani çürüme noktasında zayiat var. Tabii bunun üzerine bir de rakamların böyle aşağıya gelmesi, ciddi bir sıkıntı. En azından açıklanan rakamlarda kalmış olsaydı, zaten başlangıçta ilk düşüncemiz oydu. 25’ler seviyesinin biraz daha üzerine çıkar diye bir düşünce vardı. Ama şuanda istenilen seviyede değil. Ama bununla alakalı, bizim temenniden başka duadan başka yapabileceğimiz bir şey yok. Bu biraz genel siyaseti ilgilendiren bir konu, Onun dışında ekonomiyi ilgilendiren bir konu, dış ticareti ilgilendiren bir konu. Çok bizim elimizde olan bir şey değil. Ancak şuanda tabii ki üreticiyi memnun eden noktalarda değiliz” dedi.
“Dünyada küresel bir kriz var”
Dünyada küresel bir kriz olduğunu ve bu krizden Türkiye’nin de etkilendiğini dile getiren Koloğlu, “Herkes bu sıkıntıyı yaşıyor. Fakat bu öyle bir sıkıntı ki, bilinmeyeni olan bir denklem değil bu. Denklemde birkaç tane bilinmeyen var, bunun en önemlilerinden bir tanesi hükümetin ekonomik olarak almış olduğu bu karar. Şimdi herhangi bir kişi hükümet karşıtı, cumhur ittifakı karşıtı, bir kişi çıkıp da, ‘ya kardeşim, şu anda ekonomi çok kötü bunun sebebi hükümettir’ dese, bunu uyandıracağı altyapı, bir şeyler bulabilir. Evet, dünyada bir sıkıntı var, geçin karşı tarafa, kardeşim pandemiden çıktık, bütün dünyada hem lojistik noktasında, hem tedarik noktasında, ciddi bir sıkıntı var. Bunun sebebi budur. Yani bizim yaşamış olduğumuz sıkıntıların benzerleri, diğer ülkelerde var, bu da bir bakış açısı. Ama şöyle bir gerçek var ki, gerçekten normal hayatın içerisinde yaşayan insanlar memuru, işçisi, çiftçisi, yani benim Cumayeri’ndeki halkımın bir sıkıntı var, ekonomik bir sıkıntısı var, bunun bir şekilde aşılması lazım. Ama hükümetin bu konuda tedbirler alması lazım, alıyor, gerçekten ihracatla alakalı çok güzel rakamlara geliyoruz, tabii burada paramız biraz değer kaybetmiş durumda, ondan da kaynaklanıyor olabilir bu durum. Yani paranın değer kaybetmesinin, böyle de bir avantajı var ihracatınız artar. Ama sonuç itibariyle bir sıkıntı var, bu sıkıntı da çözülmedi ama ben çözüleceğine inanıyorum. Özellikle önümüzdeki yıllardaki seçim dönemine giriyoruz” şeklinde konuştu.
“Cumayeri’ni bölgenin sayfiye alanı yapacağım”
Cumayeri ilçesinde devam eden çalışmalar ve hayata geçirilecek projelerden de bahseden Koloğlu, “Şimdi Hilaletepe ve Millet Bahçesiyle alakalı, bir marka olacağız. Yani marka olmaktan ziyade, hedefimiz ne, Cumayeri’ni hangi noktaya taşıyacağız? Biz Cumayeri’ni bölgenin sayfiye yeri yapacağız. Yeşillikler içerisinde, insanların gelip rahat bir şekilde, sosyal alanlarını kullanabildiği, turizme ve sanata yönelik çalışmaların ön planda olduğu, bir Cumayeri için çalışıyoruz. Bununla alakalı Millet Bahçesi projelerimiz olsun, işte yine şehirle alakalı şehir kapısı olsun, şehir merkezindeki küçük sanayi esnafının çıkartılıp, küçük sanayi sitesinin yapılması olsun, şehrin ana arterlerindeki güzelleştirme çalışmaları olsun, işte pist olsun, diğer çalışmalar olsun, Cumayeri gerçekten, bunu bu dönem için söylüyorum. Allah izin verirse dönemimizi 2024 yılında, Mart ayında teslim etmeden önce, görevimizi tamamlamadan önce, Allah izin verirse bunu gerçekçi bir şeklide inşallah Cumayeri’nde göreceğiz. Cumayeri sayfiye yeri olacak” açıklamalarında bulundu.
“Ben başkan olduğum zamanda halkın içindeydim, seçimleri kaybettiğim zaman da halkın içinde oldum”
İlk Belediye Başkanı seçildiğinde de halkın için de olduğunu, seçimleri kaybettiğinde de halk ile sürekli bir araya geldiğini söyleyen Koloğlu, “Ben olaya öyle bakmıyorum. Ben 2 defa seçim kazandım, 2 defa da seçim kaybettim. Yani ne seçim kaybettiğimde rezil oldum, ne de kazandığım zaman vezir oldum. Koltuk bizi ne yüceltti, ne de kazanamadığımız zaman da, sokağa çıkamayacak hale geldik. 2 defa seçim kaybettim, Pazar günü seçim kaybettim, pazartesi günü yine sokaktaydım. Belediye başkanıydım, etrafımda insanlar vardı, muhabbet ediyordum, seçimi kaybettiğimde belediye başkanı olmadığım dönemde de aynıyım. O yüzden bu bir nasip meselesi, kaybedebilirsiniz, kaybeden rezil olmaz, kazanan da vezir olmaz. Biz hizmet için geliyoruz yani, gecemiz gündüzümüz birbirine karışıyor, bu nasıl bir vezirlik yani. Yani bu bir nasip işi. İşte bize nasipse biz oluyoruz değilse başkası oluyor” ifadelerine yer verdi.
“Edindiğim siyasi tecrübe ile MHP’de çok rahat siyaset yapabiliyorum”
AK Parti döneminde kazandığı siyasi tecrübe ile MHP’de çok kolay siyaset yaptığının altını çizen Koloğlu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“Güzel bir duygu, herkese tavsiye ederim. Tabii ki siyasetten çok tecrübeliyiz diyemeyiz; ama tabii ki 4 tane seçim yaşamış kişinin de, belli bir birikimi elbette olabiliyor. Yani şunu söyleyeyim; ben AK Parti’de de siyaset yaptım, MHP’de de siyaset yapıyorum şu anda. Milliyetçi Hareket Partisi’nde çok rahat siyaset yapıyorum, belki bunun şöyle bir etkisi olabilir, yani bunda böyle bir karşılaştırma yaparken, öyle de bir yanlışa düşmemek lazım, AK Parti’de siyaset yaparken siyaseti hiç bilmiyordum. Sıfırdan İstanbul’da ticaret yapan birisini getirdiler, belediye başkanı yaptılar, sağ olsun biz de elimizden geldiğince bir şeyler yapmaya çalıştık. Tabii ki, orada siyasi bir tecrübesizliğimiz vardı. Çünkü siyaseti bilmiyorduk. Ama zaman bize siyaseti öğretti, MHP’ de siyaset yaparken, nispeten o siyaseti bilen birisiyiz. Yani daha olgun davranmaya çalışıyoruz. Yaş da belli bir noktaya geldi, 35 yaşındaydım, şimdi 55’lerdeyim. Yani hayatın getirdiği bir olgunluk oluşuyor. Dolayısıyla, bunu belki şöyle yapmak lazım; yani 35 yaşındayken, yani o dönemde hem AK Parti, hem MHP’de siyaset yapma imkânımız olsaydı, bunu tam karşılaştırırdık. Ama MHP’de sağ olsun, burada hem ilçe noktasında olsun, hem il noktasında olsun, hem Genel Merkez noktasında olsun tabi ki, bizim geçmişimize de bakarak, bize biraz fazla teveccüh gösteriyorlar diyebiliriz. Ben istemiş olduğum, talep etmiş olduğum her hizmetle alakalı, hiçbir zaman beni geri çevirmediler. Her zaman benim yanımdan yürüdüler. Ben de bundan dolayı memnunum. Belki bu tecrübeye 35 yaşındayken, yani önceki dönemde olmuş olsaydık, AK Parti için de aynı şey geçerli olabilirdi. Böyle bir karşılaştırmanın çok doğru olduğunu düşünmüyorum.”